Almanya’nın yetiştirdiği en büyük aydınlarından olan ve buradaki en büyük üniversiteye ismi verilen ünlü filozof GOETHE'nin beyanatı:
"Biz Avrupa milletleri, bütün medeni imkanlarımıza rağmen Hz. Muhammed'in (s.a.v) son basamağına varmış olduğu merdivenin daha ilk basamağındayız. Şüphe yok ki hiç kimse, O'nu geçemeyecektir." (GOETHE)
"İnsanların büyüklüğü ne ile ölçülürse ölçülsün, Hz. Muhammed'den (s.a.v) daha büyük bir insan gelmeyecektir." (LAMARTİNE)
"...Ben bu şayan-ı hayret insanı inceledim. Benim görüşüme göre, O'nu insanlığın kurtarıcısı olarak tanımak lazımdır. Daha şimdiden, benim milletime ve diğer Avrupa milletlerine mensup birçokları, Hz. Muhammed'in (s.a.v) dinine girmiş bulunuyorlar." (Bernard SHAW)
"İslamı seçmekle çağı seçtim. İslam'ın büyük peygamberi, "yarın ölecekmiş gibi ahirete, hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalışın!" derken, herşeyi anlatmıştır. İslam, hem maddeye, hem manaya hükmetmiştir. (Reca CARUDİ)
Alman Devletinin Kurucusu PRENS BISMARK'ın beyanatı:
"Muhtelif devirlerde, insanlık alemini idare etmek için yaratıcı tarafından geldiği iddia olunan bütün semavî kitapları tam ve etrafıyla inceledimse de, tahrif olundukları için hiçbirisinde aradığım hikmet ve tam isabeti göremedim.
Bu kanunlar değil bir cemiyet, bir ev halkının saadetini bile temin edecek mahiyetten pek uzaktır.
Lâkin MUHAMMEDİ'lerin Kur’anı, bunların dışındadır.
Ben Kur’anı her yönden inceledim, her kelimesinde büyük hikmetler gördüm.
MUHAMMEDİ'lerin düşmanları, bu kitap MUHAMMED’in sözleri olduğunu iddia ediyorlarsa da, en mükemmel, hattâ en mütekâmil bir dimağdan böyle hârikanın zuhurunu iddia etmek, hakikatlere göz kapayarak kin ve garaza âlet olmak manasını ifade eder ki; bu da ilim ve hikmeti inkar etmek manasına gelir.
Seninle aynı asırda yaşayamadığımdan çok üzgünüm ey MUHAMMED!
Öğretmenliğini yapıp tüm insanlara ulaştırmaya çalıştığın bu kitap (Kur'an), senin değildir; o Yaratıcının katındandır.
Bu kitabın yaratıcının katından olduğunu inkar etmek, bütün ilimlerin inkarını ileri sürmek kadar gülünçtür. Bunun için, tüm insanlık alemi senin gibi her bakımdan mükümmel bir insanı bir defa görmüş, bundan sonra göremeyecektir. Ben, huzurunda kemal-i hürmetle eğilirim.” PRENS BISMARK
Fıransızların meşhur tarihçisi LAMARTİNE'nin beyanatı: "Modern tarihinin en büyük şahsiyetlerini bile MUHAMMED'le (s.a.v) kıyaslamaya kim cesaret edebilir? Çağımızın en meşhur şahsiyetleri ancak maddi kuvvetler kurdular. Halbuki MUHAMMED (s.a.v), hukuk sistemlerini, kavimleri, dünyanın üçte birini ve üzerindeki milyonlarca insanı harekete geçirip, kötü alışkanlıklardan kurtulmalarını sağlayarak ahlaklı ve dürüst hale getirdi." (LAMARTiNE )
Dünyada çok meşhur olan İskoç asıllı yazar ve filozof THOMAS CARLYLE ‘’Kahramanlar’’ adlı kitabında Hz. MUHAMMED’in (s.a.v) nasıl bir şahsiyet olduğunu adeta tüm dünyaya meydan okuyarak şu sözlerle ifade etmişti: “Şayet gayenin büyüklüğü, vasıtaların küçüklüğü ve neticenin azameti insan dehasının üç ölçüsü ise, modern tarihin en büyük şahsiyetlerini dahi, Hz. MUHAMMED ile mukayeseye kim cüret edebilir ki?” (Thomas CARLYLE)
Yazdığı romanları dünyada herkes tarafından okunan ve klasikler arasında kendine yer edinen Rus Yazar TOLSTOY, Peygamber Efendimizin hadislerini derleyerek bir kitap yazmıştı. İşte Tolstoy’un, Rusya’da yazdığı fakat komünizm dönemde halka gösterilmesinde sakınca görülen kitabındaki beyanatlarından biri: ”MUHAMMED (s.a.v) her zaman Evangelizmin (Hıristiyanların) üstüne çıkıyor. O insanı ALLAH saymıyor ve kendini de ALLAH ile bir tutmuyor. Müslümanların ALLAH’tan başka ilahı yoktur ve MUHAMMED O’nun peygamberidir. Burada hiçbir muamma ve sır yoktur. Eğer insan seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her Hıristiyan ve her bir insan şüphe ve tereddüt etmeden MUHAMMED'iliği, tek ALLAH’ı ve O’nun peygamberini kabul ederdi.” (TOLSTOY)