بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ
Aziz, sıddık, kıymettar ağabeylerimiz, kardeşlerimiz!
Evvelen; İ'd-i Fıtrınizi tebrik eder. Leyali-i Ramazanda ettiğiniz duaların makbuliyetini Rahmet-i İlahiyeden niyaz ederiz...
Bu mübarek gecelerin hürmetine; hem Alem-i Islamın ittihad ve intibahına hemde bizlerin ihlas ve istikametine Rabbimiz vesile etsin. Amin..
Saniyen; Cenab-ı Hakka zerrat adedince şükürler olsun. Üç bayramı bir arda yaşıyoruz. Hem İ’d-i Fıtr, hem Cuma hem de Nurun Bayramını yaşıyoruz.
Elhamdulillah bugün Latin Amerika'nın büyük devletlerinden biri olan Bolivya'da da medresemiz bugün açılıyor.
Salisen: Burada aslen Makedonya asıllı Brezilyalı Ali ağabey var. Kendisi öğretmen bir özel okulda. Eyüb abi daha tanıştığında kendisine “Hastalar Risalesi ile Otuz üç Pencereyi” hediye etmiş. Geçen iftara davet ettik geldi. Otuz üç Pencereyi okuyana kadar aklımda bayağı şüpheler vardı. Onu okuyunca aklımdaki bir çok şüphe izale oldu. Nasıl başladım nasıl bitti hiç anlamadım diyor. Kendisi çok küçük yaşlardayken hepatit geçirmiş. Bu yüzden hep aklımda vardı ki “Cenab-ı Hak neden bize hastalık vermiş? Bazısı erken yaşta ölüyor. Bazısı hiç hasta olmuyor. Bu nasıl oluyor? Diye hep kendi kendime sorardım.” diyor. Hastalar Risalesini sınıfta sınav yaparken sıraların arasında gezerken okuyordum. Böyle böyle iki günde bitirdim. Ama aklımdaki o bütün suallerimin cevabını buldum ve şüphelerim izale oldu. Çalıştığı okul müdürünü kimse sevmiyormuş. Herkes çok korkuyor ondan. Bu kadın kanser olmuş. Ziyaretine gittim. Hastalar Risalesini hediye ettim. Yarısına kadar okumuş. Çok etkilendiğini, Nerdeyse Müslüman olmak üzere diyordu.
Yine bizim Tercümanın hanımı bir hasta ziyaretine giderken yanında Hastalar Risalesini götürüyor. Hastaya hediye ediyor. Bu hastada kanser hastası ve Hristiyan. “2-3 sayfa okudu baktım ağlıyor. Ne oldu?” dedim. “ Bu kitap beni çok etkiledi. Elimde olmayarak istemsiz ağladım.” Demiş.
Elhamdulillah kim okusa hayran kalıyor. Bu olağan üstü diyorlar.
Üç gün önce Ramazan Risalesinden bir parça bir Japon Doktorla beraber okuduk. Bu olağan üstü diyordu. Hayranlığını ifade ediyordu.
Bizim Tercüman Samir abi O da “Kur’an bir numara Onun üstüne bir kitap yok. Ama Kur’andan sonra okuduğum en muazzam kitap.” Diyor.
Her gittiğimiz yerde Üstadı anlatıyor. Risale-i Nurları anlatıyor. “Ben tercüme diyorum. Günlük en az 12 saat üzerinde çalışıyorum. Şimdiye kadar tetkik ettim. Kur’an dan, Hadis ve Sünnetten başka bir şey yok.” Diyor…
Aziz ve müşfik ağabeylerimiz ve kardeşlerimiz;
İnşallah hepimiz bütün dünyadaki bu hizmetlerden Şirket-i Manevi düsturuyla hissedarız. Bu hissedarlığımızın ziyadeleşmesi için birbirimize her daim ismen dua etmeyi ihmal etmeyelim. Cenab-ı Erhamürrâhimîn sizleri ve bizleri bu Hizmet-i Kur’an’iyede daim ve kaim eylesin…
Dualarınıza çok müştak
BREZİLYA NUR TALEBELERİ
Evvelen; İ'd-i Fıtrınizi tebrik eder. Leyali-i Ramazanda ettiğiniz duaların makbuliyetini Rahmet-i İlahiyeden niyaz ederiz...
Bu mübarek gecelerin hürmetine; hem Alem-i Islamın ittihad ve intibahına hemde bizlerin ihlas ve istikametine Rabbimiz vesile etsin. Amin..
Saniyen; Cenab-ı Hakka zerrat adedince şükürler olsun. Üç bayramı bir arda yaşıyoruz. Hem İ’d-i Fıtr, hem Cuma hem de Nurun Bayramını yaşıyoruz.
Elhamdulillah bugün Latin Amerika'nın büyük devletlerinden biri olan Bolivya'da da medresemiz bugün açılıyor.
Salisen: Burada aslen Makedonya asıllı Brezilyalı Ali ağabey var. Kendisi öğretmen bir özel okulda. Eyüb abi daha tanıştığında kendisine “Hastalar Risalesi ile Otuz üç Pencereyi” hediye etmiş. Geçen iftara davet ettik geldi. Otuz üç Pencereyi okuyana kadar aklımda bayağı şüpheler vardı. Onu okuyunca aklımdaki bir çok şüphe izale oldu. Nasıl başladım nasıl bitti hiç anlamadım diyor. Kendisi çok küçük yaşlardayken hepatit geçirmiş. Bu yüzden hep aklımda vardı ki “Cenab-ı Hak neden bize hastalık vermiş? Bazısı erken yaşta ölüyor. Bazısı hiç hasta olmuyor. Bu nasıl oluyor? Diye hep kendi kendime sorardım.” diyor. Hastalar Risalesini sınıfta sınav yaparken sıraların arasında gezerken okuyordum. Böyle böyle iki günde bitirdim. Ama aklımdaki o bütün suallerimin cevabını buldum ve şüphelerim izale oldu. Çalıştığı okul müdürünü kimse sevmiyormuş. Herkes çok korkuyor ondan. Bu kadın kanser olmuş. Ziyaretine gittim. Hastalar Risalesini hediye ettim. Yarısına kadar okumuş. Çok etkilendiğini, Nerdeyse Müslüman olmak üzere diyordu.
Yine bizim Tercümanın hanımı bir hasta ziyaretine giderken yanında Hastalar Risalesini götürüyor. Hastaya hediye ediyor. Bu hastada kanser hastası ve Hristiyan. “2-3 sayfa okudu baktım ağlıyor. Ne oldu?” dedim. “ Bu kitap beni çok etkiledi. Elimde olmayarak istemsiz ağladım.” Demiş.
Elhamdulillah kim okusa hayran kalıyor. Bu olağan üstü diyorlar.
Üç gün önce Ramazan Risalesinden bir parça bir Japon Doktorla beraber okuduk. Bu olağan üstü diyordu. Hayranlığını ifade ediyordu.
Bizim Tercüman Samir abi O da “Kur’an bir numara Onun üstüne bir kitap yok. Ama Kur’andan sonra okuduğum en muazzam kitap.” Diyor.
Her gittiğimiz yerde Üstadı anlatıyor. Risale-i Nurları anlatıyor. “Ben tercüme diyorum. Günlük en az 12 saat üzerinde çalışıyorum. Şimdiye kadar tetkik ettim. Kur’an dan, Hadis ve Sünnetten başka bir şey yok.” Diyor…
Aziz ve müşfik ağabeylerimiz ve kardeşlerimiz;
İnşallah hepimiz bütün dünyadaki bu hizmetlerden Şirket-i Manevi düsturuyla hissedarız. Bu hissedarlığımızın ziyadeleşmesi için birbirimize her daim ismen dua etmeyi ihmal etmeyelim. Cenab-ı Erhamürrâhimîn sizleri ve bizleri bu Hizmet-i Kur’an’iyede daim ve kaim eylesin…
Dualarınıza çok müştak
BREZİLYA NUR TALEBELERİ