İNSAN HAKLARINI KORUYACAKLARA
İnsan Haklarını Koruma Derneğinin ilk toplantısında Sayın
Mareşalden ideoloji bakımından iki zıt kutup teşkil eden kimselerin bir fikir
etrafında nasıl birleşebildiklerini sormuştum. Bu olayın dedikodusu dinmiş
değildir. Ertesi gün Mareşalin aşırı solcularla işbirliği edemiyeceğini söylemesine
rağmen, Zekeriya Sertel, Cami Baykurt ve Tevfik Rüştü Aras henüz cemiyetten
ayrılmamıştır.
Bu arada cemiyetten istifa eden Kenan Öner, «Bu cemiyetin
kurucuları arasında bulunan bir kaç zatın siyasî ve içtimai meslekte sahip
oldukları zannedilen akideler vesilesiyle benim İstanbul'da temsil ettiğim D.P.
ile Sayın Mareşal Fevzi Çakmak'ın, yüksek şahsiyetlerini küçültmek ve Halk
Partisinin emellerine hizmet maksadıyla Ankara'da kurulan mümasil bir cemiyetin
yalnız kalmasını temin etmek için, herkesçe bilinen bir taktiğin tatbike başlandığı
anlaşılmıyacak kadar karışık bir hâdise farz edilemez» diye beyanatta bulundu.
Bu vaziyette, efkârı umumiyede benim C.H.P. nin bir âleti
olduğum zannı uyanabilir. Bunun için hiç bir parti veya teşekkülle alâkam olmadığını
bildiririm. Arkamdan, ezberlettirilmiş fikirlerle herhangi bir teşekkül adına
konuştuğum hezeyanını savuran kimseye bildirmek isterim ki: C. H. Partisini, muarızlarına
"vatan haini" damgasını vurmakla itham edenler, hiç de işlerine
gelmiyen bir sual soran beni şu veya bu kişi adına konuşan bir papağan yapmaktan
çekinmemişlerdir. Bunu, gözlerini sandalya hırsı kaplamış kimselere çok görmem,
yalnız güler, geçerim.
Her hareketini "Artan
bilgim, gelişen zekâm, yükselen ruhumla «her şey milletim için!» diyerekten
çalışıp, milletime faydalı olursam ne mutlu bana! Yorganım ince olsun, kuru
ekmek yiyeyim ve bazan da aç yatayım; ben milletime faydalı olayım da sarılacak
kefenim, adımı taşıyacak bir mezar taşım da bulunmasın, ne çıkar, ne çıkar
Yarabbi!" diye ağlayan ben size sorarım Türk milletinin kanına susayan
kızıllarla mücadele etmek için C. H. Partisinden olmak şart mıdır?
Bu hususu anlatmak için 22 Ekim günü Kenan Öner'in
yazıhanesine gittim. Fakat onu bulamadım. Yazıhanede gördüğüm cemiyetin bir
numaralı âzası Sayın Necmettin İncesu, benimle konuşmak isteyerek, cemiyet
hakkında malumat verdi. Bu arada lâfa karışan Özdemir Evliyazade ile konuşmağa
başladık. Cemiyetin siyasetle alakası olmadığını ve insan haklarını korumayan
faşistlere aralarında yer olmadığını söyleyen Evliyazade'ye, «Nizamnamenize insan
haklarının hiç birini tanımıyan komünistlere dair bir kayıt niçin
koymuyorsunuz?» dedim ise de o; «Efendim cemiyete girecek misiniz, sonra komünistlerden
bahsetmekle siyaset yapıyorsunuz, hem siz faşist misiniz? » diyerek sözümü
kesti. O zaman ben kesin bir hayırla: «Türküm
ve Türk milliyetçisiyim. Siz faşistlerden bahsederken siyaset olmuyor da, ben
komünistlerden bahsederken mi oluyor? Eğer insan hakları için savaşacaksanız
onu kabul etmeyen komünistlere aranızda yer vermemelisiniz. Onlarla işbirliği
yaptıkça da cemiyetinize giremem,» dedim. Bunun üzerine o, “Sizin
isteğinizle cemiyetin nizamnamesini değiştirip komünistlerin de giremiyeceğini
ilâve edemeyiz. Bir fikriniz varsa üç sene sonra toplanacak genel kongremizde
müdafaa edersiniz. San Francisco'ya gitmiş, orada anlaşma imzalamış
komünistlere savaş mı açalım? Bütün dünya onlarla birleşmişken, biz nasıl
komünizmle uğraşırız?” deyince, ben, “Verdiğiniz izahata çok teşekkür ederim”
diyerek oradan ayrıldım. Daha sonraki konuşmalarımızda, "Oğlum, burada hiç
kimse komünist faaliyeti gösteremez. Öyle bir şeye teşebbüs eden olursa vallahi
yakasından tuttuğum gibi..." diyen ve ayrılırken de alnımdan öpen muhterem
Necmettin İncesu ise bu sırada söze karışmadı.
Şu anda dut yemiş bülbül gibi susan bu cemiyet mensuplarına
umumi efkârın önünde soruyorum:
Sizler, insan hak ve hürriyetini korumak dâvasıyla ortaya
atılanlar, komünistlerin «Hürriyet, burjuvalara mahsus batıl bir düşüncedir,»
hezeyanını savuran Lenin'e taptıklarını bilmiyor muydunuz?
Sizler, Namık Kemal'in, “Merd olan fert olmaktan korkmaz,”
dediğini hiç duymadınız mı?
Efendiler! Covdenhove Kalergi'nin dediği gibi, «Faşizm
yalnız bir hacimden totaliterdir: Politika hacminden. Fikir ve iktisat sahasında
nisbî bir hürriyet sahibidir.
Nasyonal sosyalizm, iki hacim üzerinde totaliterdir: Politika
ve felsefe. Fakat fert, malına sahiptir.
Bolşevizme gelince; o, üç hacim üzerinde totaliterdir:
Politikada, iktisadi hayatta ve ruhî hayatta. Ve bolşevik bir idarede, faşist
bir devlet, hürriyetin bir sığınağı gibi telâkki edilir.»
Eğer siz samimi olarak insan hak ve hürriyetini korumak için
çalışacak olsaydınız, faşistlerden önce komünistlere karşı cephe alırdınız ve
biraz medeni cesaret sahibi olsaydınız, yapılan ikaz üzerine nizamnamenizde bu
hususta bir değişikliğe razı olurdunuz.
Fakat siz ne bunu ve ne de ötekini yaptınız. Bunun üzerine
pek tabii olarak bizde, sizin kızıllara kalkan olmaktan başka bir işe
yaramadığınız kanaati uyandı. Beğenmediklerini faşistlikle damgalayan, Türklüğün
olduğu gibi, insanlığın da bir numaralı düşmanları gibi siz de işinize
gelmeyenleri faşistlikle damgalamaktan utanmadınız, kollarınızı kızıllara açtınız.
Te'vile yeltenmeyiniz, çünkü görünen köy kılavuz istemez.
Av. Bekir Berk