2 Şubat 1946 - Bucak
SEN NESİN?
Kanına kan isteyen bir kanlı, senden daha munis. Mezardan
çıkardığı cesetleri kemiren bir sırtlan, senden daha sevimli. İnsanların kanını
içen bir vampir, senden daha insaflı. Bu vatan için kan döken, can veren
şehitlerin, gazilerin katilleri, senden daha merhametli. Zehrini kalbimize
kadar işleten bir kobra, bize senden daha yakın...
Sen, yetimlerin kanıyla besleniyorsun, fakat bir vampir değilsin. Zayıfların ciğerlerini parçalıyorsun, fakat bir sırtlan değilsin. Birçok ocakları söndürüyorsun, fakat bir kanlı değilsin. Sen, milletin bağrına zehrini saçıyorsun, fakat bir kobra değilsin. Sen, açların ekmeğini çalıyorsun, fakat bir kaplan değilsin.
Ah... Senin göğsünü paralayabilseydim, bir kalp taşıdığını görebilecek miydim acaba?
Senin beynini parçalayabilseydim ah... Orada Allaha imanın varlığını görebilecek miydim acaba? Senin ruhuna girebilseydim, orada iblisten başka bir şey bulabilecek miydim? Bulabilecek miydim acaba?
Mezarları açan sırtlan açtı. Şehitlerimizin katilleri, kendi milletleri için bir kahramandı. Kan emen vampir, öyle yaratılmıştı. Zehrini kalbimize saçan kobranın düşmanıydık. Kanına kan isteyen kanlı biraz da haklıydı. Ya sen...
Ya sen... Bizler sana ne yapmıştık?
Artık kasaların dolmadı mı? Patlayasıca miden, şişmedi mi? Kör olasıca gözlerin doymadı mı? Aldığın yetimler ahı yetmedi mi?
Söyle... Söyle ey alçak yüzsüz... Söyle... Milletimin kanını, bir sülük gibi emen arlanmaz, söyle... Daha doymadın mı, daha doymadın mı?
Adı, Salamon, Yorgi, Hıristo olanlar, bu vatana yalnız mideleriyle bağlıydılar. Onlar, bizden olmadıkları için bizi soyuyorlardı, soyuyorlar.
Ya... Siz Ahmetler, Hasanlar... Ya siz, kimi soyuyor, kimin kanını emiyor, kimin ocağını söndürüyorsunuz? Zehrinizi kime saçıyorsunuz?
Ey milletimin yüz karası olan muhtekir, karaborsacı adlı iblisler, siz kimi soyuyorsunuz?
2 Şubat 1946
Av. Bekir Berk