Filistin Açıklaması
Hüsnü Ağabeyin Neşrettiği İttihad-ı İslam ve Kudüs Lahikası
Hüsnü Ağabeyin Neşrettiği İttihad-ı İslam ve Kudüs Lahikası
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
Aziz Kardeşlerimiz ve Hizmet-i Nuriyede sebatkar arkadaşlarımız.
Dahilde ve hariçte kemal-i ciddiyet, samimiyet, sebat, sadakat ve feragat ile devam edegelen hizmetlerinizi tebrik eder, ihlas ile muvaffakiyetiniz için dualar ederiz.
Üstadımız,
Zât-ı Ehad'i Mülahaza
Otuzuncu Söz
Tecelli-i Ehadiyet
Zât-ı Ehad'i Mülahaza
Şimdi hayatının sırr-ı hakikatı şudur ki: Tecelli-i Ehadiyete, cilve-i Samediyete âyineliktir.
Yani bütün âleme tecelli eden esmanın nokta-i mihrakıyesi hükmünde bir
câmiiyetle Zât-ı Ehad-i Samed'e âyineliktir.
Sözler - 129
Hayatın Başına Gelen HERŞEY Hasendir
Hayatın Başına Gelen HERŞEY Hasendir
Eğer desen: "Birinci Mebhas'ta isbat ettin ki: Kaderin herşeyi güzeldir, hayırdır. Ondan gelen şer de hayırdır, çirkinlik de güzeldir. Halbuki şu dâr-ı dünyadaki musibetler, beliyyeler, o hükmü cerhediyor."
Elcevab:
Ey şiddet-i şefkatten şedid bir elemi hisseden nefsim ve arkadaşım! Vücud, hayr-ı mahz; adem, şerr-i mahz olduğuna; bütün mehasin ve kemalâtın vücuda rücuu ve bütün maasi ve mesaib ve nekaisin esası adem olduğu, delildir. Madem adem şerr-i mahzdır. Ademe müncer olan veya ademi işmam eden hâlât dahi şerri tazammun eder. Onun için, vücudun en parlak nuru olan hayat, ahval-i muhtelife içinde yuvarlanıp kuvvet buluyor.
Yaradan ALLAH'tır | Deizm-2
Deizm-2 (YARATAN ALLAH'TIR)
(Allah kainatı bir fabrika olarak yaratıp, hâşâ bırakmamıştır)
Esbaba tapanların ve tabiatperestlerin cehaletlerine bu misal ile bak. Meselâ: "Bir zât hârika bir fabrikanın veya acib bir saatin veya muhteşem bir sarayın veya mükemmel bir kitabın gayet muntazam bir surette eczalarını, çarklarını fevkalâde san'atıyla hazır ettikten sonra, kendisi kolayca o eczaları terkib edip işletmeyerek, belki çok uzun masraflarla o eczaları kendi kendine işlemek ve o usta yerine fabrikayı, sarayı, saati yapmak, kitabı yazmak için herbir cüz'ü, herbir çarkı, hattâ kâğıdı, kalemi birer hârika makine hükmüne getiriyor. Ve teşhirini çok istediği bütün hünerlerini, kemalâtını izhara vesile olan o üstadlığını ve san'atını onlara havale ediyor." diye zannetmek, ne derece akıldan uzak ve cehalet olduğunu anlarsın!
Ahlâkta ve Hayatta Zulmetli Bir Anarşilik ve Zulümlü Bir Dinsizlik
Ahlâkta ve Hayatta Zulmetli Bir Anarşilik ve Zulümlü Bir Dinsizlik
ALTINCI MES'ELE:
Rivayette var ki: "Fitne-i âhirzaman o kadar dehşetlidir ki, kimse nefsine hâkim olmaz." Bunun için, binüçyüz sene zarfında emr-i Peygamberîyle bütün ümmet o fitneden istiaze etmiş, azab-ı kabirden sonraﻣِﻦْ ﻓِﺘْﻨَﺔِ ﺍﻟﺪَّﺟَّﺎﻝِ ﻭَ ﻣِﻦْ ﻓِﺘْﻨَﺔِ
ﺍٰﺧِﺮِ ﺍﻟﺰَّﻣَﺎﻥِ
vird-i ümmet olmuş.
Allahu
a'lem bissavab, bunun bir tevili şudur ki: O fitneler nefisleri kendilerine
çeker, meftun eder.
İnsanlar ihtiyarlarıyla, belki zevkle irtikâb ederler.
O Seni Senden Daha Ziyade Düşünür
O Seni Senden Daha Ziyade Düşünür
ﺍَﺣْﺴَﻦَ ﻛُﻞَّ ﺷَﻲْﺀٍ ﺧَﻠَﻘَﻪُ
âyetinin bir sırrını
izah eder. Şöyle ki:
Herşeyde,
hattâ en çirkin görünen şeylerde, hakikî bir hüsün ciheti vardır.
Evet
kâinattaki herşey, her hâdise ya bizzât güzeldir, ona hüsn-ü bizzât denilir.
Veya
neticeleri cihetiyle güzeldir ki, ona hüsn-ü bilgayr denilir.
Bir kısım hâdiseler var ki, zahirî çirkin, müşevveştir. Fakat o zahirî perde altında gayet parlak güzellikler ve intizamlar var.
Nur Derslerini Kaç Kişi Dinliyor? | Hatıralar
- Bir gün Ceylan, Tahiri, Sungur Ağabeyler, Bayram Ağabeyin bulunduğu bir derste "Üstad Hazretleri, "Siz zannediyor musunuz ki, biz beş altı kişilik bir ders yapıyoruz. Biz bu dersimizde Anadolu'daki binler cemaatlerin arasına girip ders yapıyoruz." dedi.
Dine Tecavüz Edenlere Bir Ders | Video
Vahdaniyetin İkinci Muktezîsi (2. Şua)
Eşyanın icadı, ya ademden olur ya terkip suretinde sair anâsırdan ve mevcudattan toplanır. Eğer bir tek zata verilse o vakit her halde o zatın her şeye muhit bir ilmi ve her şeye müstevli bir kudreti bulunacak. Ve bu surette onun ilminde suretleri ve vücud-u ilmîleri bulunan eşyaya vücud-u haricî vermek ve zahir bir ademden çıkarmak ise bir kibrit çakar gibi veya göze görünmeyen bir yazı ile yazılan bir hattı göze göstermek için, gösterici bir maddeyi üstüne geçirmek ve sürmek gibi veya fotoğrafın âyinesindeki sureti kâğıt üstüne nakleden kolay ameliyat gibi gayet kolay bir surette Sâni’in ilminde planları ve programları ve manevî miktarları bulunan eşyayı, “Emr-i kün feyekûn” ile adem-i zahirîden vücud-u haricîye çıkarır.